Herhangi bir milletin kölelikten ve zulümden kurtulması yani özgürlüğe kavuşabilmesi için binlerce onbinlerce hatta milyonlarca insana ihtiyaç yoktur.Haklı ve meşru bir mücadelenin başarılmasındaki en büyük sır mücadelenin namuslu,kararlı ve ehil kadroların insiyatifinde yürütülmesindedir.Sebebine gelince günümüz dünyasında özgürlüğe ulaşmış,kendi devletlerini kurmuş,özgür ve onurluca ve huzur içerisinde yaşamakta olan birçok milletin kurtuluş ve özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşmasında en önemli rolü bahsi geçen milletler adına bilinçli,kararlı,donanımlı ve cesur siyasi kadroların omuzunda yürütüldüğü bilinmektedir.
Adına mücadele ettikleri halkın değerlerine sıkı sıkıya bağlı ve düşmanlarının tüm entrika ve oyunlarını çözebilen ve yine kendilerini satın almak üzere sunulan tüm çıkar ve avantajları elinin tersiyle geri çeviren onurlu ve gururlu kadroların sayesinde başarının yakalanıp gerçekleştiğini görmekte ve bilmekteyiz.Dolayısıyla düşmanlarının gücünü ve geliştirdikleri siyasi,askeri ve politik oyunlarını çözebilmiş aynı zamanda uğruna mücadele verdikleri milletin değerlerini ve taleplerini doğru tespit ederek bunlara uygun bir mücadele taktik ve stratejisi geliştirmiş öncü siyasi kadroların yığınlara ulaşarak mücadeleyi ezilen,horlanan ve hakları gasp edilmiş milletin lehine çevirerek bir bütünen onların desteğine sahip olması çok da zor olmamıştır.
Aksi durum insanların önüne kemik,hayvanların önüne ise mücevher koymaya benzemektedir.Dolayısıyla ne insanların kemiğe ne de hayvanların mücevher ya da benzeri şeylere ihtiyaçları yoktur.Bu örneklikten hareketle son 35 ,40 yıllık Kürd siyasal mücadele süreçlerine baktığımızda kendi topraklarında özgür bir Kürdistan ve kendi değerleri üzerinden dünya özgür miiletler camiasının bir parçası olmak isteyen Kürd halkına farklı merkezlerin ve ideolojilerin etkisi ve güdümündeki örgüt ve kişilerin öncülük ve rehberlik yapmak istediklerini rahatlıkla görmekteyiz.
Kendilerini 40 milyon Kürd halkının elitleri ve öncüleri oarak gören ve son 35,40 yılda onbinlerce Kürd gencinin ölümüne ve yüzbinlerce Kürd insanının kendi coğrafyasını ve binlerce Kürd köyünün boşaltılarak halkımızın derbeder olmasına sebep olanların hem bu halkın istek ve taleplerinden hem de halkımızın değerlerinden habersiz ve birtakım Kürd düşmanı çevrelerin güdümünde olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.Kürd gençlerinin duygularını ve Kürd halkının özgürlük taleplerini fütursuzca istismar ederek kendi kişisel ve örgütsel çıkarlarını önceleyen bu kirli ve kontrollü çevrelere karşı yeni ve doğru bir siyaset tarzına ayrıca bu halkın özgürlüğü ve mutluluğu için yeni bir siyasi çıkışa büyük ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu talihsiz ve bedelleri oldukça ağır gidişatı durdurmak ,Kürd halkının haklı ve meşru taleplerini karşılamak ,özgür ve onurlu bir mücadeleyi Kürdlerin değerleri üzerinden inşa etmek için yeni ve doğru bir siyasal yapılanmaya acilen ihtiyaç duyulduğu ekmek ve su gibi elzem ve kaçınılmaz olduğu bu süreçte diğer özgür milletlerde görüldüğü üzere namuslu kararlı ve birikimli kendi halkının özgürlük mücadelesinde düşmanların sunacağı hiçbir avantaja ve çıkara tenezzül etmeyecek,dürüst ve kararlı unsurların biraraya gelerek bu mazlum halkı kölelik ve zulümden kurtarmak üzere yeni ve köklü bir strateji ile mevcut süreci sahiplenmesi gerekmektedir.
Sağlam ve birikimli siyasi kadroların oluşturacağı doğru bir mücadele tarzına omuz verecek ve tüm imkanlarını bu uğurda seferber edecek yüzbinlerce namuslu ve fedakar Kürdün varlığından hiçkimsenin zerre kadar kuşkusu olmamalıdır.Bilinmelidir ki geçmiş mücadele süreçlerinde görülebileceği gibi düşmana karşı kırılmada ve ihanetlerde fedakar Kürd halkının hiçbir suçu ve günahı yoktur.Bilakis mücadelede ihanet ve kırılmaların sebebi bu mazlum halkı istismar eden kifayetsiz ve çıkarcı sözde siyasetçiler olmuşlardır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.