Kürdistan bölgesel yönetiminin başkanı Sayın Mesud Barzani ve beraberinde ki heyetin, küresel güçlerin yakın doğu ve orta doğu coğrafyasını yeniden ve kendi çıkarlarını esas alan bir anlayışla, dizayn etmeye çalıştıkları oldukça kritik ve karmaşık bir dönem de kendince büyük hesaplar içerisinde olan sömürgeci T.C. Devletini ziyaret ediyor olması, özgürlük ve insanca yaşama mücadelesi vermekte olan ve bu uğurda büyük bedeller ödeyen Kürdler açısından oldukça önemli ve anlamlı bir özellik taşımaktadır.
Bahsi geçen bu ziyaret bölgede ki uzun vadeli çıkarları için büyük hesaplar içerisinde olan ve birbiri ile kıyasıya mücadele eden küresel güçleri ilgilendirdiği kadar, bölgede kendi konumunu güçlendirmek isteyen İran, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin hesaplarını da yakından ilgilendirmektedir. Aynı zaman da kendi topraklarında işgalci güçler tarafından uzun yıllar sömürgeci güçlerce yönetilen ve ulus olmaktan kaynaklı tüm hakları gasp edilmiş Kürd halkının da, devletleşme doğrultusunda ki mücadelesin de oldukça belirleyici bir öneme sahip olan bu ziyaretin anlamı büyüktür.
Ayrıca bu ziyareti anlamlı kılan bir diğer sebep ise Güney Kürdistan da ki mücadeleyi bağımsızlık şiarıyla sürdüren ve bu konuda en ufak bir ödün vermeyi kabul etmeyen Mesud Barzani’nin, Kürdistan’ın önemli bir parçasını işgal altında tutan T.C. Devletini yönetenler tarafından resmi bir biçimde ve devlet protokolü ile karşılanmasıdır. Kendi Kürdüne büyük ve acımasız baskılar uygulamakta hiçbir sakınca görmeyen ve yine kendi kürdünün ulus olmaktan kaynaklı tüm meşru taleplerini, her türden zorbalığı uygulayarak bastıran T.C. devlet yöneticilerinin Sayın Mesud Barzani’yi devlet töreni ile karşılaması ve ayrıca Kürd halkının onur sembolü olan bayrağının görüşme protokollerinde bulundurulması, oldukça anlamlı ve Kürdler açısından son derece önemli bir kazanımdır.
Sayın Mesud Barzani’nin T.C. yöneticileri ile yapacağı görüşmelerde Kürdistan’ın diğer parçalarında özgürlük mücadelesi vermekte olup ve bu mücadelelerinden dolayı oldukça büyük mağduriyetler yaşayan Kürdlerin sorunlarını, yapacağı görüşmelerde ilgili taraflara karşı ne ölçüde sahipleneceği ve nasıl bir tutum sergileyeceği yine Kürdler açısından oldukça önemli ve anlamlı olacaktır.
Bölgede ki son gelişmeler nedeni ile oldukça sıkışık bir konumda olan T.C. Devletine yapılan bu ziyaret, Sayın Mesud Barzani ve Kürdler açısından büyük bir sınav niteliği taşıyan önemli bir özelliğe sahiptir. Bu tarihi ziyarette inanıyor ve umut ediyorum ki Kek Mesud Barzani, birileri gibi sadece bir parçanın çıkarlarını veya kendisinin başında bulunduğu partisinin menfaatlerini esas almaz ve geçmişten günümüze kadar olduğu gibi kendisine özgü tutumuyla, tüm parçalarda ki Kürdlerin acı ve sorunlarını kapsayan milli ve bütünlüklü bir siyasi duruş sergileyerek, diğer parçalarda ki Kürd kardeşlerinin sorunlarının çözümüne yönelik bir perspektif ile katkılarını esirgemeyecektir.
2003 yılında ABD ve müttefiklerinin Irak’a müdahalesi, Saddam diktatörünün devrilmesinden, IŞİD barbarlarının büyük bir yenilgiye uğratılmasına kadar, Kürd Halkının
Özgürlük mücadelesinde örnek bir tutum sergileyen, bazen peşmergelerin yanında kahraman bir komutan, bazen diplomaside büyük bir öngörüye sahip deha bazen de siyasette kararlılık ve sempatik bir hoşgörü içerisinde gördüğümüz Kek Mesud Barzani’nin bu karmaşık ve zorlu dönemde de kendi halkını doğru ve onurlu bir biçimde temsil edeceğine inancımızı belirtmek istiyoruz.
Geldiğimiz bu aşamada ve Kürdlerin önüne çıkan bu tarihi fırsatların dönemecinde; Kürdistan sevdası ile donanmış, Kürd özgürlük mücadelesinin her aşamasında tutarlılığı, tevazusu ve kararlılığı ile kendisini kanıtlamış olan Sayın Mesud Barzani’ye, tarihi bir lider olarak Kürd Halkının büyük ihtiyacının olduğu bilince çıkmış bulunmaktadır. Kek Mesud’un mevcut politikalarını kendisine her türden katkılarını esirgemeyecek, Kürd insanlarıyla ve yetkin kadrolarla tahkim ederek, halkımızın özlediği onurlu ve özgür yaşama taşıyacağını umut ediyor ve başarılar diliyorum.
BIJİ KURDİSTAN
BIJİ YEKITİYA GELLE KURD…
Saygılarımla
10/12/2015 - İstanbul
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.