Kürdistan’ın özgürlük mücadele tarihine altın harflerle yazılacak olan 25 Eylül referandum günü, Kürd halkının işgale ve köleliğe en üst perdeden hayır dediği aynı zamanda sömürgecilerin bütün tehditlerine karşılık özgürlük ve bağımsızlığını tercih ederek çelik bir iradeyi ortaya koyduğu önemli bir gün olarak tarihe geçecektir. Tüm dünya halklarına helal sayılan özgür ve bağımsız yaşamayı sadece ve sadece Kürdler için haram kılan sömürgeciler bilmelidirler ki, bütün engellemelere rağmen Kürd halkının ortaya koyduğu bu çelik irade karşısında ne yaparlarsa yapsınlar mutlaka büyük bir hüsrana uğrayacaklardır.
Kürd halkının özgürlüğe ve bağımsızlığa evet dediği bu tarihi günde, Kürdistanı asırlardır işgal altında tutan sömürgeciler Kürdlerin haklı ve meşru mücadelesini boğmak üzere ve Kürd kazanımlarını ortadan kaldırmaya yönelik düşmanca tutumları hiçbir şekilde onların istediği sonucu vermeyecektir. Çünkü, Kürd halkı onurlu ve insanca yaşama uğruna bugüne kadar yüzbinlerce evladını şehit vermiş ve defalarca Kürdistan’ın kutsal toprakları kanla sulanmıştır. Bunca emek ve bedelden sonra Kürdlerin yeniden başkalarının boyunduruğu altında yaşaması asla mümkün değildir.
Kürdistan topraklarını çember halinde savaş naraları atarak tatbikat sahasına dönüştürenler ve Kürdleri açlıkla terbiye edeceğini zannedenler bilmelidirler ki, gelinen noktada ucunda ölüm, yoksulluk, açlık, sefalet dahi olsa bu halk tercihini kendi ülkesini özgürleştirmekten yana kullanacaktır. İçinde bulunduğumuz süreç artık Kürdistan topraklarının birileri tarafından masa başında paylaştırılarak peşkeş çekileceği bir dönem değildir. Dünyada birçok şey değişmiş ve Kürdler bu değişim süreçlerinden yeteri kadar bilinçlenerek özgürlüğün ne demek olduğunu fazlasıyla anlamışlardır.
Dört sömürgeci ülkenin, yüzyıllara dayalı uzlaşmaz çelişkilerini unutarak sadece Kürdler özgürleşmesin diye büyük bir telaş içerisinde bir araya gelmeleri, aslında orta ve uzun vadede beyhude bir çırpınıştan başka hiçbir anlam ifade etmez. Kürd halkı, genç ve dinamik nüfusuyla, inançlı ve savaşçı gençleriyle ve kendilerine ait topraklardaki yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle bütün bu badireleri ve zorbalıkları rahatlıkla aşabilecek bir konuma sahiptir.
Ancak Sayın Mesud Barzani ve diğer Kürdistani kadrolarında sık sık ifade ettiği gibi Kürdlerin bugünkü tercihleri bölgede barış, kardeşlik ve istikrarın sağlanması temelindedir. Kürdler, tarih boyunca komşularının ve birlikte yaşadığı farklı ırkların haklarına ve hukuklarına ziyadesiyle saygılı olmuş ve bu saygısını kendi geleneksel değerleriyle bütünleştirmiştir. Bugün de komşularının zehir zemberek demeçlerine ve gayri insani tutumlarına rağmen Kürdler, hala büyük bir serinkanlılıkla kendilerine ait olan asil davranışlarında ısrar etmektedirler. Ancak Kürdlerin topraklarını işgal altında tutanların ve Kürdleri ebediyen köle olarak görmek isteyenlerin bunun içinde her türden entrikaya, zorbalığa ve zulme başvuracakların bilmesi gereken önemli bir gerçeklik vardır ki o da Kürdlerin sabrının sınırsız olmadığıdır.
Sonuç olarak, şayet Kürdlerin bütün iyi niyeti ve barışçıl çabalarına rağmen bu tutumlarına devam edenler, işgal ettikleri bu coğrafyayı terk ederlerken korkarım ki kendilerine yol gösterecek yeni bir asena bulamayacaklardır. Şiddeti ve zulmü bir siyaset aracı ya da Kürdleri sindirme metodu olarak kullananlar, tarihte birçok örneğinde görüldüğü gibi kendi zorluklarını da Kürdler üzerinden aşmanın kolaylığını yaşayamayacaklardır. Bu anlamda Kürdler, ne Birinci Dünya Savaşında ne Kurtuluş Savaşında ne de Kıbrıs ve benzeri sıkıntılarda Türkleri başkaları gibi arkadan hançerlememiştir.
Bu tarihi gerçeklikleri bilenler, Kürdlere geçmişte ve bugün yaptıkları hainliği bir kez daha bilince çıkararak fazlasıyla düşünmek zorundadırlar. Yine bilinmelidir ki önümüzde ki günlerde dünyayı Kürdlere dar etmek isteyenler bu coğrafyada kendilerine sıcak ve dostane bir elin uzanmasına hasret kalacaklardır.
Kürd halkına gelince tekrar tekrar, yeniden seslenmek istiyoruz; Sömürgecilerin, Kürd halkının haklı mücadelesinin önüne koymaya çalıştığı bütün bariyerleri Kürdler kendi arasında ki birlikleriyle rahatlıkla aşabilecek durumdadırlar. Bu anlamda birlik, dayanışma ve direniş tüm Kürdlerin vazgeçilmez şiarı olmalıdır.
Roj roja berxwudan u xirete ye !
Saygılarımla
M. Hüseyin Taysun
25.09.2017
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.