Bilindiği üzere Kürd ulusunu ulusal ve uluslararası ölçekte resmi olarak temsil eden ALA RENGİN günü vesilesiyle 17 Aralık 2022 günü Kürdistan’ın dört parçasında ve Kürdlerin yaşamakta olduğu birçok farklı merkezde oldukça görkemli kutlama etkinlikleri düzenlenmiş ve bu etkinliklerde Kürdler dostlarıyla birlikte büyük bir coşku yaşamışlardı.
Ancak tarih boyunca Kürd halkının varlığına, kimliğine ve milli değerlerine hiçbir türlü tahammül göstermeyen Türkiye’deki birtakım ırkçı ve şoven çevreler Diyarbakır ilimizdeki PAK, PSK partileri, Azadi hareketi ve CNK’lilerin düzenlemiş oldukları Ala Rengin gününü kutlamak maksadıyla parti binalarına asmış oldukları Kürdistan bayraklarını şikayet konusu yaparak D. Bakır Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuşlardır.
Esasen hiçbir hukuki ve yasal dayanağı bulunmayan bu şikayet D. Bakır Cumhuriyet Savcılığı’nca ciddiye alınarak işlem başlatılmıştır. Oysa Türkiye Devleti ile Güney Kürdistan yöneticileri arasındaki tüm diplomatik ilişkilerde ve siyasi görüşmelerin tamamında Türk bayrağının yanında Ala Rengin’in birlikte kullanıldığı bilindiği halde D. Bakır Cumhuriyet Savcılığı mahkemeden karar çıkartarak D. Bakır emniyetine vermiş olduğu talimatlar doğrultusunda PAK, PSK ve Azadi hareketinin parti binalarına polisler tarafından baskın düzenlenmiş, şikayet konusu edilen Kürdistan bayrakları indirilmiş, bu arada adı geçen parti yetkilileri ve hazırda bulunan avukatların itirazlarına rağmen ofislerde bulunan Kürdistan bayrakları toplanmış, bilgisayar ve birçok doküman bunların yanında ofislerde bulunan kitap, bildiri ve broşürler toplanarak el konulmuş, bu arada ofislerdeki eşyalar darmadağın edilerek emniyete götürülmüştür.
Bu aramalar sırasında PAK genel başkan yardımcısı Nurullah Timur ve Azadi Hareketinin sekreteri ifadeleri alınmak üzere emniyete götürülmüş, ayrıca CNK temsilcileri Jiyan Timurtaş ve yanındaki arkadaşı gözaltına alınarak iki gün emniyette tutulmuşlardır.
Dünyada yaşamakta olan tüm milletler gibi Kürd halkını da temsil eden milli bayrağı ve milli sembollerinin olması Kürdlerin de en doğal meşru ve yasal haklarıdır. Dolayısıyla her millette olduğu gibi Ala Rengin ve diğer semboller Kürd halkının onurunu, kimliğini ve mücadelesini temsil etmektedir. Bu anlamda halkımızın onurunun ve kimliğinin sembolü olan Ala Rengin’e yönelik bu saygısızca, çirkin ve hukuk dışı uygulamaları şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Dolayısıyla kurumlarımıza, değerlerimize ve insanlığımıza yönelik hukuk dışı ve çağ dışı ilkel ve ırkçı şoven uygulamalara son verilmesini ayrıca ülkede yaşayan 30 milyon Kürdün duygu ve düşüncelerine saygı gösterilmesini yüksek sesle haykırmaktayız.
Bu yakıcı ve kritik süreçlerde böylesine hakaretamiz uygulamalara bir daha muhatap olunmaması için başta Kürd kurumları olmak üzere tüm yurtsever ve demokratik çevreleri muhtemel baskı ve zorbalıklara karşı daha uyanık ve duyarlı olmaya çağırırken Kürd halkının haklarını doğru ve meşru zeminlerde temsil etmekte olan partilerimize ve bu partilerin bünyelerinde mücadele eden yiğit kadrolara sahip çıkmaya ve onlarla sıkı diyalog ve dayanışma içinde olmalarını özellikle istemekteyiz.
Ve diyoruz ki tarih ve insanlık Kürd halkının sömürgeci anlayışlara ve onların tetikçisi durumundaki ırkçı faşist çevrelere karşı mücadelede asla geri adım atmayacağına şahit olacak ve mazlum Kürd halkının tüm zorbalıklara ve hukuksuzluğa rağmen haklı ve meşru mücadelesini büyük bir ısrar ve cesaretle sürdürecektir.
Son çağrımız ve sözlerimiz elli milyon Kürd halkının onurunun timsali olan Ala Rengin’e, sembollerimize ve değerlerimize sahip çıkılması temennisiyle Biji Ala Rengin diyerek bu vesileyle halkımızın bayrak gününü kutluyoruz.
Saygılarımızla
MAKÖV ve bir grup bağımsız yurtsever Kürdler adına
M. Hüseyin Taysun
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.