Kendisine Sosyal Demokrat kimliğini uydurmuş ve TC Devleti’nin tarihinde zulme ve haksızlığa uğramış tüm toplum kesimleriyle helalleşme iddiasıyla siyaset yapacağını söyleyen Bay Kemal Kılıçdaroğlu bir gazeteciyle yaptığı söyleşi sırasında şu cümleleri sarf ediyor:
Gazeteci Bay Kemal’e soruyor: Meclisteki söylenen Kürdistan lafı sizi rahatsız ediyor mu? Bay Kemal büyük bir pişkinlikle cevap veriyor: Elbette ki rahatsız oluyorum. Ardından Bay Kemal gazeteciye: Siz şimdiye kadar benim ağzımdan hiç Kürdistan lafını duydunuz mu? Diyerek göya kendini temize çıkartmaya çalışıyor.
Esas konumuzu biraz daha anlaşılır kılmak için biz Kürdistanlılar hem Bay Kemal’e hem de en az onun kadar ırkçı ve Kürdlere muhalif sözde gazeteciye şunları hatırlatmak istiyoruz: Kürdistan bir laf değil ve sizlerin o aşağılayıcı sözlerinizin aksine 50 milyon Kürdün yaklaşık 6.000 yıldır yaşadıkları ve Kürdlerin vatan olarak bildikleri Orta Doğu’da bir coğrafya parçasıdır. Ayrıca Kürdistan toprakları her ne kadar zorbalıkla dört parçaya bölünerek sömürgecilerin işgaline uğramışsa da bu toprakların üstünde Kürdler yaşadığı için Osmanlılar dâhil Dünya Milletler Tarihinde bu coğrafya Kürdistan olarak tanımlanmaktadır.
Kürdlerin Kürdistan ile ilgili ne bir tereddütleri ne de bir dertleri yoktur. Kürdleri inciten ve dertlendiren bir takım devşirmelerin ve zorbaların Kürdistan gerçeğini kabullenmeyerek tartışmaya açmış olmalarıdır. Dolayısıyla kendisini İlerici Demokrat ve hatta Devrimci diye Türkiye halklarına yutturmaya çalışan Bay Kemal’in cellatlarına mesaj göndermek ve onlara yaranmak üzere 50 milyonluk kadim bir milletin vatanını yok sayması en hafif deyimiyle hem yalakalık hem de büyük bir hadsizliktir.
Bu anlamda bizim konumuz Kürdlerin atalarına ait bu kutsal toprakların adını tartışmak değildir. Bize göre tartışılması ve değerlendirilmesi gereken 21. Yüzyılın çeyreğinde Kürd halkının varlığını, kimliğini ve ülkesini red ve inkâr eden çağ dışı şoven kişi ve siyasi yapıların çirkin yüzlerini ortaya çıkarmaktır. Biz Kürdler Bay Kemal ve onun partisi olan CHP’nin hangi ırkçı fabrika ayarlarına bağlı olduğunu tüm detaylarıyla bilmekteyiz. Koçgiri’den Lozan’a Şeyh Said’den Ağrı ve Dersim’e kadar Kemalistlerin Kürdler hakkında neler düşündüklerini ve hangi kirli ve kanlı pratiklere imza attıklarını gayet iyi bilmekteyiz.
Son söz olarak şunları söylüyoruz: Günümüz Dünyasında 50 milyonluk bir milleti ve onun ülkesini yok saymak ancak gerici, ırkçı ve şoven çağ dışı anlayışlara mahsustur. Ayrıca uluslararası hukuk anlayışıyla da mahkum edilmiş bir davranıştır. Dolayısıyla TC Devleti’nde siyaset yapmak isteyen her kişi ve siyasi kurum yüzyıllardır özgürlük ve onur mücadelesi veren Kürd halkına karşı saygılı olmak zorundadırlar. Kürdlerin uzun yıllardan bu yana vermiş oldukları ve uğruna büyük bedeller ödedikleri mücadelesi ne Bay Kemal’in iktidar olma ne de TC Devleti’nin var olan rantını kullanabilme mücadelesiyle kıyaslanamaz.
Bay Kemal ve arkadaşları bu ülkede iktidar olmak istiyorlarsa en başta Kürd halkının özgürlük mücadelesine ve onların insan olmaktan kaynaklı evrensel haklarına saygılı olmayı öğrenmelidirler. Bay Kemal’in şahsında her kişi ve kuruma çağrımız siyaset yaparken dürüst, onurlu ve hakkaniyete dayalı korkusuzca siyaset yapmalarını öneriyoruz.
Saygıılarımla
26.12.2021 İST
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.