Yüzyıllardan bu yana büyük mücadeleler ve ödenen ağır bedellerden sonra Kürd halkının, Güney Kürdistan’da yakalamış olduğu tarihi fırsatı birçok zorluk, engelleme ve provokasyonlara rağmen siyasette ortaya koyduğu sabır, savaş alanlarında ki kahramanlık ve diplomaside kullandığı aklıselim ile süreçleri doğru yöneterek devletleşme yolunda önemli mesafeler kaydetmektedir.
Tüm yurtsever Kürdistanlıları ziyadesiyle mutlu ve umutlu kılan bu tarihi gelişmelerin, Kürdistan’ın diğer parçalarındaki mücadeleyi de olumlu yönde etkileyeceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Ancak Kürdlerin lehine gelişen bu süreçlerin başta İran ve T.C. devletlerinde olmak üzere son derece kızgınlıklar ve buna bağlı olarak büyük düşmanca planlamalara neden olabileceğini de akıllardan asla çıkarmamak gerekiyor.
Son dönemlerde Güney Kürdistan yönetiminin, merkezi ordulaşmaya yönelik ciddi adımlar atması, rüşvet ve iltimasa dönük yolsuzlukları ortaya çıkarmak üzere temiz eller operasyonunu başlatması ve referandum konusunda birtakım çatlak seslere rağmen Kürd siyasi partilerinin yek vücut halinde ortaya koydukları tutum Güney Kürdistan yönetiminin uluslararası itibarını arttırdığı gibi Kürdler arasında ciddi bir güvenin gelişmesine de sebep olmaktadır.
Bir adım ötesi Güney Kürdistan’ın bağımsızlığının ilanı olacak bu tutarlı ve kararlı çalışmaların, bağımsızlık ilanı halinde uluslararası güçler nezdinde önemli bir avantaj kazandıracağı gibi Kürdlerin yüzyıllardır hayalini kurdukları kendi topraklarında kendi devletini kurmanın şartlarını da istenilen seviyeye mutlaka ulaştıracaktır. Kürdistan’ın sahibi olduğu yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, dünyadaki bütün hatırı sayılır ülkelerin fazlasıyla ilgisini çekmesi Kürdler açısından doğru değerlendirilmesi gereken büyük bir avantaj olduğunu akıllardan çıkarmamalıyız.
Gün geçmiyor ki herhangi bir devleti temsilen bir heyet Kürdistan’ı ziyaret ederek mevcut Kürd yönetimiyle geleceğe yönelik dostluk, ticaret ve stratejik ilişkiler geliştirmesin. Ve yine her geçen gün uluslararası ticari kuruluşlar Kürdistan’da yatırım yapmak üzere Kürd yönetimiyle ilişkiye geçmesin, Uluslararası sermayenin böylesine ilgi odağı haline gelmiş ve yatırım yapılabilir bir duruma ulaşmış olan Kürdistan’da farklı ve muhtemel düşman saldırılarının koşulları da bu gelişmelere paralel olarak azaltmakta ve Kürdler her geçen gün kendilerini kendi topraklarında daha da güvende hissetmiş olacaklardır.
Yazımı sonlandırırken buradan tüm Kürdistani siyasi çevrelere seslenmek istiyorum; Ancak her yüzyılda bir ortaya çıkacak olan bu tarihi fırsatı tüm parti, örgüt ve şahsi çıkarların ötesinde düşünüp bir bütünen elli milyon Kürdü devlet sahibi yaparak dünya milletler ailesinde onurlu bir yere taşıyacak olan bu tarihsel süreci doğru değerlendirerek Kürd halkının yüreğindeki anlamlı yere sahip olabilirsiniz.
Bir kere olsun kendi özgünlüklerinizi koruyarak ama kendi topraklarınızda kendi kendinizi özgürce yönetebilecek bir Kürdistan’ı düşünerek yeni, doğru ve birlikçi bir politikayı hayata geçirmelisiniz. Göreceksiniz ki farklı çevrelerin sizlere sunmuş olduğu avantajların tamamı özgür ve bağımsız Kürdistan’ın sizlere kazandıracağı onurun ve avantajın yanında solda sıfır kalacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle herkesin şapkasını önüne koyarak ve Kürd halkının yüzyıllardır çektiği acıları da dikkate alarak mevcut sürece yaklaşmasını umut ve temenni ediyorum.
Saygılarımla
03.06.2017 / Mardin
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.